İlk üç isimle yatıp kalkıyoruz, siyasiler, basın ve yorumcular… Peki ikinci bölümdeki isimler bize neyi hatırlatıyor? Çin ucuz işçiliğiyle, çürük ve ucuz mallarıyla gündemde. İş adamlarımız daha fazla kazanmak için fabrikalarını oralara taşıyorlar. Halkımız, ucuz olsun da ne malı olursa olsunun, peşinde. Eskiden yerli malı haftaları vardı. Büyüklerimiz savaş yıllarının zorluklarını yaşamışlardı. Nüfus kâğıtlarında “Ekmek ve şeker istihkakını kullanmıştır” mühürlerinin var olduğu devirleri yaşamışlardı.

Çayın üzümle, kurşun kalemlerin sonuna kadar kullanıldığı, bitmesine yakın kalemi uzatmak için uç takıldığı, samanlı kâğıtların, defterlerin kıymetli olduğu yıllardır. Ogünler unutulmasın diye Aralık ayının içinde kutlanan yerli malı haftası vardı. Yerli malı kullanmanın önemi anlatılır, sınıflarda masaların üstü yörelere ait yiyeceklerle donatılırdı. “Yerli malı yurdun malı…” diye başlayan şiirler okunurdu.

Yıllar sonra hanımlarımızın aldıkları yabancı malı giysilerle çantalarla, jiplerle öğüneceklerini düşünebilir miydik? Çin malı eşyaları kullanırken Turfan’ın, Urumçi’nin nerde olduğunu ve oralarda yaşayan Türklere nasıl zulüm yapıldığını bilmiyorduk. Mısır’da olanları her gün Türkiye’de oluyormuş gibi veren televizyonlarımız, basınımız, siyasilerimiz nedense Doğu Türkistan’da olanları görmüyor, duymuyor, hissetmiyorlar.

Soydaşlarımız her yıl oralarda katledilirken, Meclis’te bu konu gündeme gelmiyor. Biz oralarda olanları bir gazetenin köşesinde veya duygulu bir yazarın şikâyetlerinden duyuyoruz. Urumçi’de yedi yaşında bir kız çocuğuna tecavüz edilip öldürülürken biz Çin’den gelen bardaklarda çay içiyor “Eset gitmeli, Mursi görevine devam etmeli” diyoruz.

Rahmetli İsa Yusuf Alptekin bu konuda ömrünü harcadı. Doğu Türkistan Derneği Başkanı Abdulmecit Avşar dünyaya haykırıyor. Çin’nin yaptığı katliam ve asimile politikalarına birkaç milyar dolar menfaat için herkes susuyor. Bu duruma Türklerin ve Müslümanların da katılması çok acı… 

Haber Ajanda Dergisi – Ağustos 2013

Önceki İçerikAlaylı Büyükelçilere Diplomat Hakları
Sonraki İçerikAnacığım, Mantı Suyunu Sakın Zayi Etme!