Her yıl 18 Mart geldiğinde anma toplantıları yapıp “Asım’ın Nesli”ni anlatarak Akif ’i de anmış oluyoruz. Bir kaç yıl önce Çanakkale Savaşı’nı anlatan bir CD yapılmış ve okullara yollanmıştır. Seyreden bir doktorun çocuğu üzülmüş ve ağlamıştır. Doktor baba Üsküdar Adliyesi’ne başvurur ve haklı görülür, okullardan CD toplatılır. Biz Türklük bilincinin verilmesinden korkuyoruz, çünkü Türkiye bir mozaiktir. Bırakalım mozaikler hoşgörü adına dökülsün.

       Yukarıdaki hatırayı Cemal Aydın’ın “Taşa Kazınan İhanet” kitabında okudum.

       Hürriyetin bilinçsizce verilmesini Akif ’ten okuyalım, bugünü anlattığını düşünüyorum…

       “Sanki zincirdekiler hep boşanıp zincirden/ Yıkıvermiş tımarhaneyi çıkmış birden/- Yaşasın/ – Kim yaşasın?/ – Ömrü olan, şakşak.”

       (Hürriyet tasvirlerinden sonra)

       “Hep ağızlar deşilip kimde ne cevher varsa/ Saçıyor ortaya, ister temiz, ister kirli./ Kalmıyor artık kimsenin muzmeri gizli/ Dalkavuk devri değil, eski kasaid yerine/ Üdebanız sövüyor ana avrat birbirine/Türlü adlarla çıkan namütenahi gazete/Ayrılık tohumu atıyor bol bol memlekete/İt yetiştirmek için toprağı gayet münbit/………………………../ Vatanın takati yoktur yeniden ihmale/ Doludizgin gidiyor baksana izmihlale/ Ey cemaat artık uyanın, el verir artık uyku” (Mehmed Akif Ersoy – Safahat)
/Haber Ajanda Dergisi – Nisan 2012 (Biz Ne Yapıyoruz?)

Önceki İçerikAna Dilde Eğitim
Sonraki İçerikŞiddet Kültürüne Çare